8 Şubat 2011 Salı

***

"... .Şimdi acaba bizler de, kendi sorumluluğumuz altında bulunan ve bakıp görmekle mükellef olduğumuz çocuklarımıza karşı; "yakında beni sizden soracaklar, nasıl cevap verirsiniz?" diyebilecek durumda mıyız? Ya da onlardan, "vazifenizi yaptınız" cevabını alabileceğimizi ümit ede biliyor muyuz?Değilse vay halimize... Onun için büyük İmam Zeynü'l-Abidin, "Allah huzurunda sen, onlardan sorguya tabi tutulacaksın." diyor, sonra da titreyerek, Cenab-ı Hakk'a yönelerek:
"Allah'ım, çocuklarımın terbiyesi, te'dibi ve onlara iyilik yapmam hususunda bana yardımcı ol!" diyor. Zira bir insanın en mühim, en ciddi meselesi, aile efradını evc-i kemalat-ı insaniyeye yükselterek onlara ebedi var olmanın hazlarını duyurmaktır.

Bazen çocuğumuza hediyeler alır ve onu sevindirmeye çalışırız. .... . Aslında çocuklarımızı en iyi hatırlama şekli, onlara adab-ı İslamiye ve adab-ı Muhammedi (s.a.w)'yi vermek olmalıdır. Ahirette onların, ebedi sevinmesine vesile olan böyle bir armağan ölçüsünde başka bir hediye olmasa gerek.Yine İmamiye menşeli bir hadis-i şerifte Rasulü Ekrem (s.a.w) şöyle buyurur:
"Çocuklarınıza ikramda bulunun ve onları en güzel şekilde terbiye edin." EVET, RASULÜ EKREM (s.a.w.)'in YOLUNU İHYA İSTİKAMETİNDE BİR TERBİYE, çocuğa sunulmuş en büyük armağandır.
Çekirdekten Çınara (Bir başka açıdan ailede eğitim)